"ÇELİŞKİ"

​

​

Aynılığın içinde ne çok fark, farklılığın bütününde ise ne çok aynılık vardır...

Sanatçı, eserleriyle mekansızlığa davette ve biz, mekansızlıkta "varlık" olma sancısı ile yüz yüzeyiz...

Tahayyülü edilmemiş bir mekansızlıkta, hiçlikten varlığa ermekteyiz. "Ad" kütüphanesinin her kelamı bir renk örtüsüyle örtülmekte, aynılaşmakta. Hareketi, bir diğer harekette nötrleyen ve sıfır noktasına eriştiren zamansızlıkta, aynı şeyin farklı biçimleri olduğumuz, yani gerçeğe ulaştığımız ve de zihnimizi yoran bir çelişkinin eşiğindeyiz.

Ayrışmak istiyoruz... "Burada bir mekan, bu mekanda bir ben ve benliğimin doğrularına yer var." demek istiyoruz.

Lakin bu mekanda aradığımız her şey, aramadığımız tüm şeylerin boşluğunda yer buluyor kendine...

Bir yerden başlamak istiyor gözlerimiz yolculuğa. Bir çizgiden yahut bir gölgeden. Zira gölge, var olanın müjdecisidir...

Zira bu en iyi bildiğimiz doğrularımız; dikenli tellere sınır, maviye deniz, sarıya sıcak demek istiyor. Sanatçı ellerinde bükerken dikenli telleri, sınır, sınırdan azade sonsuzluğa erişen bir çember oluveriyor ve mavi bir kumaş girdabının gölgesinde, denizin huzurunu, huzursuz eden karanlığında oluşturuyor.

Bu eserlerde aradığınız her şey aramadıklarınıza; mekan mekansızlığa, "var" dediğiniz yokluğa ve görmeyi umduklarınız da görmek istemediklerinize muktedirler.

Bir büyük çelişkinin eşiğinde, aklımızın ipleri ile baş başayız...
 

Aliye Selin BERBEROĞLU