"YÜZLEŞME"

 

Bilen ve özür dileyerek arınan, toplumuna gerçekleri söyleyen bireyler yumağıdır bu karakterler...

"Açık sözlü olmak gerek", diyor içlerinden biri. Günahları bilelim, özel kesimler,kesitler,alanlar yaratalım.  Geçmişle yüzleşme, eksik kalma potansiyelinin sonucudur.

 

Her biri, Cervantes’in Don Kişot’udur. Sıska atlarına binmiş kahramanlardır bir bakıma. Geçmişte kalan felaketlerden etkilenen, yerlerinden edilen, dışlanan, acı çeken ve bu acıda ortaklaşanlar olarak yaşamını sürdürmeye çalışan ve egemenler karşısında görünür olmaya çalışanlardır bunlar aslında. Belki sadece bu yönüyle bile geçmiş ile yüzleşmeyi ve özrün dilenmesini fazlasıyla hak ediyorlar.

 

Geçmişimiz bugünden özerk değildir. Aradaki organik bağı silip atamayız. Bu yüzden inşa etmek istiyorsak bugünü, yüzleşmek gerekir geçmiş ile. Önceki yüzleşme deneyimlerimizi altüst eden bir şey bu. Yeniden doğuş süreci de diyebiliriz buna. Hangimiz azınlık veya çoğunluk tarafındayız bilemem ama arada çalınmış bir kuşağın veya kuşakların olduğunu söylemek pek mümkün.

 

Bu insanlar bölünmüşlük ve parçalanmışlık dürtüsünden hareketle kötü muameleyi haketmiyorlar. Varoluşlarını, işgal edilmiş yaşamlarından alıyorlar. Sıfır noktasına çekilmek istenen bu hayatlar kendi rutin yaşam alanlarındaki meşruiyetlerini tayin etme çabasındalar. Sadece bu boyutuyla ele alındığında dahi büyük bir saygınlığı hakkediyorlar bence.

 

Hatırlamak zayıflatmaz; güçlendirir aksine.

​

Hatırlayalım ve yüzleşelim, kendimizden başlayarak…

​

Orhan Umut